At al at bin at kuşan da ciğerin koş
Davran bre çocuk doyma ilk sulardan
Kabul – Cahit Zarifoğlu
Merhabalar. Bugün son olarak binicilikle ilgili düşüncelerimi aktaracağım size. Sanırım bundan sonra da binicilikle alakalı bir içerik paylaşmam. Biniciliği sona erdirdiğimden dolayı değil, binicilikle ilgili mükerrer içerikler sunmamak için. Biniciliği genel olarak At Binmek kavramı olarak da ele alacağım. Sanıyorum acemilikten kurtuldum. Artık Lisansım var. Equifun da değil. Engel Atlama Lisansı. Her neyse. Yavaştan zihnimdekileri dökmeye çalışayım. At Binmek Üzerine
At Binmek mi, Ata Binmek mi, At Sürmek mi?
Açıkçası bu kavram karmaşısında birçok karşımıza çıkan atasözü, şiirler ve cümleler var. Bunları isteyen araştırabilir ve kendi uygun olan çıkarımını yapabilir. Ama ben kendi kavram dünyamda hangisinin doğru olduğunu açıklamaya çalışayım. Açıkçası at sürülecek kadar meta haline dönüştürebilecek bir canlı değil. Çünkü üzerinde iken sürüyorsunuz doğru fakat o dereceye indirgenebilecek bir varlık değil. “Ata binmek” kavramı bir varlığın üzerine oturmak, kurulmak anlamında kullanılır diye düşünüyorum ki ben öyle kullanıyorum. Mesela otobüse, arabaya, gemiye binmek bu şekilde gerçekleşiyor. Bu yüzden ata binerseniz sadece atın üzerinde oturmuş olursunuz ki bu da bizim istediğimiz bir şey değil.
At binmek ise biraz daha kompleks bir kavram olarak gözüme çarpıyor ki açıkçası at binmenin de kompleks bir durum olduğunu düşünüyorum. Atın üzerinde iken ona nasıl davranacağınız, nasıl seveceğiniz, nasıl dengede duracağınız… Bunların hepsinin nüansları var. Hepsine hakim olmak ayrı meseleler, hakim miyim ben? Pek diyemem. Ama hiç bilmiyorum da diyemem.
At Binme Süreçleri
Bu deneyim mahrumluğundan dolayı zamanında çok araştırma yapmıştım. Umarım bu yazıyı okuyan yeni binici adaylarının zihninde bir şeyleri oturtabilirim.
Biniciliğe başlayan herkes hemen dörtnal gideyim, engel atlayayım tarzında bir duruş sergiliyor ki ben de farklı değildim. Fakat bir anda olacak şeyler olmadığından dolayı biraz sabırlı olmak ve sürekliliği sağlamak gerektiği düşünüyorum. Bunun için derslerde sıfırdan başlayarak, bazı derslerin de sıkıcı geçeceğini kabullenerek bir sürece girmeniz gerekiyor. İlk 4 ders lonj dersi olarak geçer ve tamamen bacaklarınızı kuvvetlendirmeye yönelik kalk otur hareketi yaparsınız. 4. dersten sonra da serbest olarak süratliden çıkmamak şartı ile kalk oturla manejde turlar ve kilometre yaparsınız. Peki ne zaman dörtnal gideceksiniz? Buna başlamadan önce anavan, yani sportif sürüş tarzı için de vücudunuzu hazırlamanız gerekiyor ki açıkçası çok yorucu olduğunu söylemeliyim. Normal hayatta kullanmadığımız kasları vs. adeta sıfırdan çalıştırınca ağrılar kaçınılmaz oluyor.
Eğer daha at binmek için bir adım atmadıysanız başlangıç seviyesi için bu iki yazıma göz atabilirsiniz.
Yeni Biniciler için Rehber – Binicilik Hakkında ve Acemi Binicilik
Yeni Biniciler için Rehber – Binicilik Tecrübelerim
Dörtnala Biniş
Dörtnala sürmek için düşmeniz gerekiyor diye düşünüyorum ki ben ilk deneyişimde düşmek üzere idim. Takribi 12. veya 13. dersten itibaren yapabilir hale gelirsiniz ki anavan olarak dörtnal sürüş tüm sürüşlerden hem daha kolay hem daha zevkli. 30km/h ile at sürmek mi yoksa 220km/h ile araba sürmek mi derseniz kesinlike 1. seçeneği seçerim. Hem daha adrenalinli hem daha zevkli.
Şuraya da iki tane videomu bırakayım. Dörtnal ve engel çekmeye çalıştım fakat engellerde kamera açısı bozulduğu için koymadım. Umarım bundan sonraki videolarda kamera sarsılmazsa daha güzel engel videoları ile sizleri karşılarım. At binmenin verdiği haz gerçekten başka bir deneyim. Mutlaka dörtnala kadar sürebilme kabiliyetiniz olsun.
Engel Atlama
Engel atlamada henüz daha ilerleyebildiğimi söylememem. Ama genel olarak anavanda mâniye yaklaştığınız zaman ve atınız da kabiliyetli bir atsa zaten kendiliğinden devam ediyorsunuz. Ama geçişteki küçük zıplamalar bile yollardaki tümseklerden daha fazla sarsıntı gerçekştiriyor üzerinizde. Belli başlı dikkat etmeniz gereken hususlar:
- Tempoyu düşürmeyin
- Anavanda kalın
- Dizginleri hafif serbest bırakın
- Atın yönü düz olsun
- Düz ileriye bakın engele bakmayın
Direkt dörtnaldan sonra engele başlar mısınız? Pek zannetmiyorum. Birçok kulüp engel atlatmıyor. Eğer yapmak istiyorsanız da kendinize ait bir atın olması gerektiğini söylüyorlar. Atın kendisinden çok bakım masraflarının fazla olduğunu söyleyebilirim.
Binicilik Kulüpleri Hakkında
Binicilik kulüpleri hakkında bir yazı yazmak isterdim ama hepsini daha deneyimleyemediğim için yorum eklemek istemiyorum. 7 aydır gittiğim İstanbul Binicilik Kulübünün de linkini buraya bırakıyorum. Direkt kendiniz arayıp bilgi edinebilirsiniz. Memnun muyum? Evet.
Diğer bakabileceğiniz kulüpleri sıralamak gerekirse:
- İstanbul Binicilik Kulübü
- İstanbul Atlı Spor Kulübü
- Sipahi Ocağı
- Dila Atlı Spor Kulübü
At mı, Binicisi mi?
Diyebilirsiniz ki bu başlık neden açıldı? Yarışlarda ve yarışmalarda(Ollimpiyatlar) kazanan at mıdır, binicisi midir? Açıkçası ben kazananın ve kaybedenin de atların bizatihi kendileri olduğunu düşünüyorum. Çünkü binicilerin hemen hemen hepsinin aynı özelliklere sahip olduğunu düşünüyor ve yarışma sıralamarındaki küçük farkları atların oluşturduğunu düşünüyorum.(Şans ve Nasip kavramlarını da göz ardı etmemek lazım)
Ki zaten atların önemi bu kadar fazla olmasa idi at piyasasının da bu kadar uçuk olmaması gerekirdi. Fakat olimpiyatlardaki atların fiyatlandırması 150.000-200.000 Euro’lardan başladığı için atların önemi gözler önün seriliyor.(Piyasa fiyatlaması dolar üzerinden değil euro üzerinden gerçekleşiyor.)
Olimpiyalar demişken 2021’de yapılan 2020 Tokyo Olimpiyatlarında geçen talihsiz bir olayı da aktarmak istiyorum. Atların da kendi iradesinin olduğunu bize gösteren kötü bir olay. Atın engel atlamayı reddetmesi. Sonrasında ise antrenörün yumruk atmasından dolayı diskilafiye edilmesi vs. Videoyu bırakıyorum.
At Binmek ve Hız Tutkusu
Son zamanlarda insanlarda bir hız yapma çılgınlığı başladı. Birçok kişi özellikle Kuzey Marmara Yolunda delicesine süratli araç sürüyor ve bunları sosyal medyada paylaşıyor. Fakat haberlere yansıyanlar ise dehşet verici! Kuzey Marmara’da Kaza!!! Kuzey Marmara’da 15 Araç Birbirine Girdi!! Belli bir ölçüde anlaşılabilecek hız tutkusu belli süratlerden sonra gerçekten tehlikeli bir hal almaya başlıyor. Özellikle bazı zamanlarda dönüp bakıp neden bu hızı yapmışım diye sorguladığım çok oluyor ama anlık adrenalin tutkusuyla insan ne yapacağını bilemiyor. Konumuzu tekrar at binmeye bağlamalıyım.
Ben de bir hız tutkunuyum. Arabayla inanılmaz süratleri denedim ve bunların bir kısmına dönüp bakınca çok tehlikeli olduğunu fark ettim. Ama arabayla çıkılacak en yüksek hızlardan bile daha adrenalinli olan şey ise at sürmek! Evet, maksimum 45 gibi bir hıza çıkabileceğiniz at sürmede altınızda bir canlı olduğunuzu bildiğiniz için ve kendi iradesiyle de hareket ettiği için inanılmaz bir adrenalin basıyor. Onun akışıyla birlikte hareket etmeniz gerekiyor, her tarafınızdan rüzgarlar sizle çarpışıyor. Atın ritmik sesleri de en güzel motor sesinden daha güzel. Özellikle safari turunda doğada yapılan dört nal koşularında aldığım özgürlük hissini ne arabada, ne de teknede alabildim. Bu anlamda hız tutkunu olan herkesin tehlikeli olmayacak şekilde at binme üzerinde gerçekleştirmesini arzu ederim. Hayatımın en özgür anlarından birisini de aşağıda sizinle paylaşıyorum.
Liberté, égalité, fraternité