Çölü ben çok severim. Canlılığın olabildiğince olmadığı bir yeryüzü parçası olduğu için olabilir. Tasavvufun bir kısmına göre Allah’ın yeryüzüne indiği yer olduğu için de olabilir belki. Tamamen soyut ve somut. Ne canlı ne cansız. Ne soğuk ne sıcak. Bu yüzdendir belki de bir geceyi çölde bedevilerle geçirmek isterim. Yok oluşun ortasında her şeyden uzak. Dubai üzerine kısa bir blog yazısı.
Bu gidişim Dubai’ye ikinci kere yolumun düşüşüydü. Geçen sene de yine aynı vakitlerde gitmiş olmama rağmen ilk gidişim olduğu için biraz bilgisiz ve acele gitmiştim. Bu nedenledir ki gezdiğim yerlerin genel olarak Sharjah tarafında olduğunu söylemeliyim. Sharjah da aynı Dubai gibi Birleşik Arap Emirliklerine bağlı bir emirlik. Dubai’ye göre daha ucuz ve mütevazi bir hayat sunduğu için işçi kesim genelde burada kalırken aynı zamanda yönetimsel anlamda da daha katı. Mesela alkol kesinlikle satılmaz, topraklar içerisinde bulundurulmasına da pek hoş gözle bakılmaz. Arada herhangi bir şekilde “Kapı” yok. Normal yolda giderken “Al Mamzar” sınırını geçtiğiniz anda emirlik değiştiriyorsunuz. Bir sınırdan diğerine geçerken yaklaşık 25AED’lik bir ücret ödüyorsunuz bizdeki HGS gibi. Bu yüzden Dubai’ye günde git gele 50AED daha eklenmiş oluyor.
Sharjah ve Kültürel Yatırımları
Sharjah’ın genel olarak kültürel yatırımlarından bahsetmek gerekiyor. Her sene düzenlenen Sharjah International Book Fair’a devasa bütçeler ayrılırken Emirlikteki müzeler de hayli şaşalı. Ben en çok İslami Medeniyet Müzesi ile Sanat Müzesini beğenmiştim. Bunların yanı sıra Hat Müzesi (Birçok eser Osmanlı Döneminden kalma), Denizcilik Müzesi ve Arkeoloji Müzesi de görülmeye değer. Son olarak amfitiyatroya da bir bakın derim.
Bahsettiğim müzelerin zaten birçoğu yakın konumlarda bulunmakta. Khalid Lake’in kuzeydoğusunda bulunan Al Jubail kısmında yoğunlaşan müzeleri bir taksiyle oraya eriştikten sonra yürüyerek gezebilirsiniz. (Mümkünse sabah saatlerinde) Ben Al Majaz 2 taraflarında kaldığım için bir gün 1.5 saatlik yürümeyle tüm ilgili alanları gezebilmiştim. Bunun yanı sıra Khalid Lake civarında Al Jubail pazarını ve Kelebek Adasını da ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
Dubai ve Dünyası
Gelelim asıl başlığımıza, Dubai’ye. Öncelikle Dubai’de lüksün bir sınırının olmadığını, tamamen eğlence sektörü bazlı bir emirlik olduğundan bahsetmek isterim. (Son zamanlarda teknoloji şirketlerini de topraklarına katmasını es geçmemek gerek. Öyle ki “Silicon Oasis” etapları gittikçe büyüyor.)
Birçok gezi blogunda çok daha detaylı bir şekilde gezilecek astronomik yerleri bulursunuz bu yüzden ben sadece gezdiğim kadarıyla sizlere bilgi aktarabilirim. Global Village Dubai birçok farklı medeniyeti bir arada bulunduran devasa bir şehir gibi. Hepsi birbirinden ayrı ülkelerin temalarını bulunduran bu mekan açık alan olduğu için hafif bunaltıcı. İlle de gidilecek bir durum yok. Ama oralara kadar gitmişken uğrayabilirsiniz.
Haliyle Burj Khalifa ve çevresindeki Dubai Mall gerçekten görmeye değer. Güzellik anlamında demiyorum fakat inanılmaz bir sektörün var oluşu gibi adeta. Döneminde sadece dünyanın en uzun kulesi olarak yapılmış bir binanın çevresinde nasıl bir ekosistem yarattığına dair önemli bir anektod bence. Bunun yanı sıra çevresinde su gösterilerini vs. izleyebilirsiniz.
Jumeirah Sahilinde bir yürüyüş yapabilirsiniz. Gece vakti yapmanızı öneririm ama kalabalık olduğunu da göz önüne almanız gerekiyor. Palm Beach kısmında yürürken pek bir şey anlayabileceğiniz sanmıyorum fakat yukarıdan gözlem yapmak adına ya paraşütle atlama yapmanızı ya da Burj Khalifa’ya çıkmanızı tavsiye ederim.
Anlattığım itibari ile yapay bir Dubai’den bahsettim. Birçok insan da zaten Dubai’nin veya Emirliklerin genel olarak yapay olduğunu söylerler fakat tam tersine mükemmel bir doğası olduğunu savunurum. Sebebi ise bir tarafta sonsuz bir su kaynağı olmasına rağmen bir tarafında ise su namına hiçbir şeyin olmaması. Veya eskiden okyanusların olduğu bir yerde şu an sadece kum taneciklerinin olması. Evet evet, çöl.
İlk gidişimle ikinci gidişim arasında yaklaşık bir sene vardı ve 1 sene boyunca bir pişmanlıkla yaşadım. Çöle kadar gidip orada bir at koşturamamak. Belki de özgürlüğe doğru, tamamen kumların bulunduğu bir arazide dört nala sürememek. Bu aradaki bir sene boyunca birçok farklı çiftliğe baktım: Hangisi iyidir, hangisi bana istediğim tecrübeyi yaşattırabilir vs. diye. Bu manada bulduğum bir çiftlik oldu ve gitmem belli olduktan bir gün sonra hemen rezervasyon yaptırdım. Al Ali Stables’a gittim ve Ud Al Bayda denilen arazide gün batımına doğru sürdüm atımı kumlara. Private Tour seçeneğini seçtiğim için sadece ben ve bana rehberlik eden bir çiftlik görevlisi vardı. (Private Tour’un yanı sıra grup olarak da çıkabileceğiniz bir seçenek var fakat ben özgür bir ortam istediğimden dolayı bu seçeneği seçtim. Diğeri daha uygun.) Kocaman çölde sadece ikimiz ve atlarımızla gün batarken ilerledik. Bir sonraki gidişim olursa eğer bu sefer de geceyi tamamıyla çölde geçirmek istiyorum. Bu istek bir pişmanlık değil yaşamadığım için fakat geçirsem hayatımda edinemeyeceğim bir tecrübeyi daha edinmiş olurum. Dubai’de at sürerkenki birkaç videomu paylaşmak istedim.
Attan bahsederken hatırladım ki herhangi bir şekilde ulaşım konusunda bir bilgilendirme yapmamışım. İstanbul Havalimanı’ndan ve Sabiha Gökçen’den direkt DXB yani Dubai Havalimanı’na uçuşlar mevcut. Ben Emirates’i tercih etmiştim, Türk Hava Yolları ile herhangi bir kıyas vs. olumlu olumsuz anlamda yapmak istemiyorum. İkisi de aynı tercih edilebilirlik seviyesinde bence. Onun dışında Dubai içerisinde bir metro ağı mevcut. Gayet düzgün çalışıyor ve otobüs ağları da mevcut. Hemen kontuarlardan bir kart çıkartıp biniş yapabiliyorsunuz ama ben otobüsü tavsiye etmem. Google Maps’teki rotayı pek takip ettiğini söyleyemem. Bu yüzden sürekli kaybolmuş hissiyatı veriyor.
Toplu taşıma dışında Uber, Careem ve lokal taksiler mevcut. Careem üzerinden lokal taksi çağırırsanız normalden de daha ucuza geliyor. Aynı zamanda nakit olarak ödeme yapmak da mümkün. İsterseniz araba da kiralayabilirsiniz fakat depozito ücretlerini ben aşırı fazla ve uzun süreli buldum. Bu yüzden Careem’i tercih etmiştim.
Dubai hakkında yazılacak çok şey var: sınırsızlığı, eğlence sektörü, Caesars Palace’ı, yatırımları üzerine. Bunlar üzerinde çokça yazmak gerekiyor. Nasıl bu yatırımlar çekildi, bu yatırımlar için planlama yapan deha kim, Caesars Palace’ın dünyadaki tek International destinasyonunu buraya açtırabilen güç ne? Ben Dubai’ye hayran kaldım. Tekrar gitmek isterim. Dünyanın seyri büyük ihtimal buradan çıkacak paranın üzerine şekillenmeye devam edecek çünkü.
İyi eğlenceler.