Hata kavramı üzerine biraz düşünmek istiyorum. Düşünürken de burada biraz yazınsal bir düşünce yöntemi yürütmek istiyorum diğer yazılarım gibi. Birçoğumuzun yapmaktan korktuğu bir durum ki eğer 100 doğrunun yanında 1 hata varsa bir anda baskın çıkan bir kavramdan bahsediyoruz. Küçükken bir arkadaşımın kendince yapmış olduğu bir aforizma ile başlamak istiyorum. TEOG Sınavı sonrası sarf etmiş olduğu bir cümle. Credits’i burada Arda’ya vermek istiyorum. Kendisi İstanbul Hukuk’ta.
Yapmış olduğumuz 1 hata yüzünden 119 doğrumuza sevinemiyoruz.
Arda.
E haklı. Kodlanıyoruz birnevi. Hataların birnevi tükaka olduğu bir dönemde herkes kusursuz mu olmalı? Yoksa gerçekten bir insanı var eden yapmış olduğu hatalar ve onların üzerine bina ettiği yeni bir dünya mı? Yoksa gerçekten her şeyimizin kusursuz olduğu bir ütopya mı inşa etmeliyiz? Hiç zannetmiyorum. Burada da Kim Bilir? üzerinden bir kıt’a paylaşmak istiyorum.
Hatalarımla varım, hatta hatasızlıkla gurur duyacak kadar alçalmadım
Kim Bilir? – Ceza
Sen anlamazsın asla
Günahsız, sen sus, konuşma, kes, yeter şarlatan!
Senin elinde değil ki kader, senden önce var yazan
Ki gerçekten hata denilen olgu var mı diye düşünmeden de edemiyor insan. Burada biraz fatalist bir düşünce belirtecek olabilirim ama denemeye değer. Şimdi İslam dini üzerinden gidecek olursak eğer hata dediğimiz durum günah ile eşdeğer. Peki eğer kaderimiz daha önceden yani Bezm-i Elest’te belli değil miydi? Ne yapacaklarımız ve yaptıklarımız aslında daha önceden kurulmuş olan bir kurgunun parçaları değil mi? Eğer bir hareketimizi bile planlayamıyor, düşünemiyor ve eyleme geçiremiyorsak bizatihi, herhangi bir sorumluluk atfedebilir miyiz kendimize? Hiç zannetmiyorum. O zaman “Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız.”(En’âm, 152) ayeti de birnevi hiçbirimizin sorumlu olmadığını pekiştirir niyette mi? Tek sorumlu Yaratıcı’nın ta kendisi ve tüm sorumluluk kendisine ait. Peki biz de onun yansıması isek sorumluluk bize düşer mi? Bu sefer sanıyorum ki, evet. Yansıma olarak kendi fiiliyatlarımızdan sorumlu olarak bir yaşama tabii olduğumuzu düşünebiliriz.
Not: Günahsız olmak neden olumsuz bir olgu olarak görülmüş acaba? Hatasızlık neden şarlatanlık?
Biraz buradan ayırlmaya çalışayım diyorum fakat sanıyorum ki TKL405 biraz fazla beni bu tarafa çekiyor. Ders için de consent veren Zeynep Oktay Hocama da çok teşekkür ederim. Gerçi dersi almam biraz hata sanıyorum. Doktora öğrencilerinin olduğu bir derste 1. sınıf işletme öğrencisinin ne işi var(!) Neyse, bir şekilde halledebileceğimi ümit ediyorum. İlk iki ödevi teslim ettim. Finali yazmam gerekirken burada bir yazı karalıyorum. Yine hata yine hata. Hatalar üzerine kurulmuş bir yaşam biçimi.
TKL405 demişken bu yazıda 1-2 öneriden bahsedeyim. Kesinlikle Zeynep Hoca’dan alınması gerekilen bir ders diye düşünüyorum. Gerçi Zeynep Hoca ne ders verirse alınır, bir insan Zoom’dan bile hayat enerjisini aktarabilir mi, diye düşünüyorum ki eğer başka dersini de verirse almayı planlıyorum. Ders okumaları ağır ve zor (bana göre) ve paper yazmanız gerekiyor. Yazmayı sevmiyorsanız da tavsiye etmem ki ben işletmeyi paper yazmamak için tercih etmiştim. Hata ile almış oldum dersi.
Son derste Mabel Matiz üzerine birisinin aktarmış olduğu iki şarkıyı da buraya aktarayım. Toy ve Mendilimde Kırmızım Var şarkılarının tasavvufi açısından incelenmesi gerekildiği vs. üzerine bir muhabbet dönmüştü. Umarım düzgün öğrenebilirim de kendi araştırmamı kendim yapabilirim.
Hasılı buradan yine ve yine hata kavramının kaderi şekillendirmede aslında bir hata değil sadece bir tercih olduğu fikrine vardım. Arda’nın bahsetmiş olduğu aslında bir hata değil yanlış. 4 yanlışın 1 doğruyu da götümesi gerçekten çok komik.! Yanlış ile Hata kavramları ne kadar aynı gözükse de farklı kavramlar olarak hayatımızda yer edinmeli ki hata kavramı da biraz yok olmalı sanki. Bilakis hata kavramının aslında tercihten ibaret olduğu âşikar. Yok olmalı biraz ağır oldu, kavram dünyamızda biraz değişiklik olabilir diye düşünüyorum.
Yine başladığımız yerden saparak başka bir yerde bitirdiğimiz bir yazı oldu. Yazı kalır söz uçar. Bu yazı da burada kalsın. Belki dönüp yapmış olduğumuz hatayı düzeltebiliriz. Veya düzeltmeye gerek de kalmaz.